Çarşı grubunun internet sitesinin açılış sayfasına konulan açıklamada, mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen Beşiktaşlıların kendileri için masum olduğu belirtilerek, “Onlara ön yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz” denildi.
“Futbol endüstriyelleşmiş olabilir ama biz meta değiliz, taraftarız, seyirciyiz, renklerine sevdalandığımız tutkunlarız” ifadeleri kullanılan açıklamada, bugün Türk futbolunun büyük bir sınavdan geçtiği kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi:
“Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl ’ille de başarı’ diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz. Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz. Bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.”
“(O) BEŞİKTAŞLILAR BİZDEN OLDUĞUNU KANITLAMAK ZORUNDA”-
Çarşı Grubu’nun açıklamasında olayda ismi geçen Beşiktaşlılara da değinilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün Beşiktaşlılar bizim için masumdur, onlara ön yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. Acı ve sancılı da olsa doğrusu budur. Artık ’o’ Beşiktaşlılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorundadır. Zira bizim yıllardır (perde arkasını bilmeden) yaşadığımız düş kırıklığını Kayseri’de yaşayan ’Boz Baykuşlar’ ile empati kurmadan gerçeğin peşinde koşamayız. Şimdi iki takım var. Biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. Diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var. Biz Beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz. Etmeliyiz. Onun içindir ki, masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız ’zanlı’ Beşiktaşlılarla aramıza mesafe koymalıyız. Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne ’büyük’ diye bağırırız ne de ’yanındayız’ diye destek veririz. Artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz. Zira biliriz ki eğer ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. Biz utanacağız. Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız. Eğer ki bir kişi bile vaatle Beşiktaş’a karşı yeterince koşmamışsa biz sevinemeyeceğiz. Kimse ’Beşiktaşk’ dediğimiz için her şeyi mubah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.”
-“ARININ, TEMİZLENİN…”-
Açıklama, şu ifadelerle sona erdi:
“Diyoruz ki, arının… Temizlenin… Masumiyetinizi sadece yargıya değil bizlere de kanıtlayın. Sizi kucaklayalım. Coşkuyla gücünüze güç katalım. Ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar Beşiktaş’la aranıza mesafe koyun. Beşiktaş’a yapılacak en büyük iyilik budur. Diyoruz ki, tarihi bir fırsat elimizdedir. Adını dürüstlüğü ile bizleri ’şerefli ikinciliklerle’ onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım. ’Fitbol’da temizlik hareketini biz Beşiktaşlılar başlatalım. Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdele bağlayalım. Bilelim ki o kurdele sahibi olan bizler ’Fitbolda Temizlik Hareketi’nin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım.
Ey diğer renklere gönül verenler… Bu yazıdaki bütün Beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın. Var mısınız?