Galatasaray başkanı Ünal Aysal, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Aysal “Türk hoca olmaz diye bir şey yok” diyerek önemli bir ipucu da verdi.
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, David Moyes’ten yönetim gerçeklerine, teknik direktör olayının ne zaman çözüleceğinden, Haldun Üstünel ve Florya’daki toplantıya kadar pek çok konuda soruları yanıtladı.
“BU SEZON BiZiM iÇiN ÇOK ÖNEMLi”
– Galatasaray 11 Temmuz’da kampa gidecek, taraftar sabırsız ve hoca konunun netleşmesini bekliyor. Neler söylemek istersiniz?
– Bu sezon Galatasaray için çok önemli. Burada en doğru kararı almamız ve en doğru profili Galatasaray’a getirmemiz gerekir. 8 Temmuz’a kadar zamanımız var.
– Galatasaraylılar merak etmesin, Galatasaray’ı şampiyon yapacak kapasitede teknik direktörü tayin etmek hem önceliğim hem de görevimdir. Hassasiyetim bundan kaynaklanıyor…
– Bir değil, birkaç ciddi alternatif var. Aralarında en iyisini bulma çabasındayız. Elimizde çok imkan var, seçimde zorlanıyoruz. Çok tedbirliyiz.
‘MOYES’LE PARA KONUSUNU KONUŞMADIK’
– Peki, ‘Alman ekolü’ istiyordunuz. David Moyes bu genç ve başarıya aç, kendini ispatlayan hoca tanımına girer mi?
“Öncelikli isteğim ve adaylarım Alman hocalar… Ancak Galatasaray’ın başına ‘Alman’ derken kastettiğim ekol ‘Anglosakson ekolü’ idi. Moyes de bu ekolden. Kendisi ile görüştük. Ama para pul konuşmadık. Öncelikli adaylar olmazsa ileride Moyes bizim için iyi bir alternatif…”
‘Türk hoca olmaz’ diye bir şey yok
– Sorduğumuz, “Teknik direktör Türk olabilir mi” sorusuna Aysal şu yanıtı verdi; “Türk hoca olmaz düşüncem yok. G.Saray’ın öncelikli hedef olarak Avrupa’yı görmesi nedeniyle önceliği Anglosakson ekolüne verdim. Belirttiğim kriterleri karşılayan Türk hoca, Avrupalı ile benim için eş değer.”
Üstünel’le görev için görüşmedik
– Ünal Aysal, Haldun Üstünel konusuna açıklık getirip, “Ne Üstünel’in G.Saray’da görev alma talebi oldu, ne de benim teklifim. Haldun ile Türk Telekom Arena’nın çatısıyla ilgili bir proje için görüştük. Çok yakın arkadaşım. Dışarıda buluşacaktık ama yetişemeyeceğim için stada davet ettim” diye konuştu.
“İsterseniz hemen istifa edelim”
G.Saray yönetimi Candan Erçetin önderliğinde Aysal’a “İsterseniz istifa mektuplarımızı verelim” dedi. Başkan Aysal, “Böyle bir şey istemiyorum” karşılığını verdi.
Ünal Aysal’ın, yönetiminin istifasını istediği iddia edilmiş ve ‘Gereğini yapın’ dediği iddia edilmişti. Ancak gerçek böyle değildi…
Yönetim kurulu, Aysal’ın elini rahatlatmak adına, onayı halinde haziranın ilk haftasında istifa kararı alabilecekleri çıkışını yapmıştı.
Son toplantıda da başkan yardımcısı Candan Erçetin, “Seçime gitmek istediğinize dair iddialar var.
İsterseniz bir önceki yönetimin yaptığını yapalım. Hepimiz boş beyaz kağıda imza atıp, size verelim. Ve sayın başkan, istediğiniz zamanda bu imzalı kağıtları istifa dilekçemiz olarak yürürlüğe koyun” dedi.
“Zorla tutamam”
Aysal, ‘İsterseniz istifa mektuplarını yazalım’ çıkışına, “Böyle bir şey istemiyorum. Zaten geçen yönetimin imzalayıp topladığı kağıtları da yırtıp attım. Böyle bir talebim yok. Ama istifa etmek isteyen varsa kendi kararını alır. Kimseyi zorla tutamam” dedi. ‘İstifa zirvesi’ diye lanse edilen toplantıda yeni projeler konuşuldu.
DEĞİŞİM İSTESEM DÜŞÜRÜRÜM
Ünal Aysal, “Alacağım kararla yönetim zaten düşüyor.Kimseye ‘istifa edip gidin’ demedim. Yönetimde değişim kararı alsak, böyle bir girişimde bulunmama gerek yok” dedi.
Galatasaray ve yönetimdeki konular ile gündeme dair konuşan başkan Ünal Aysal, dikkat çekici açıklamalar yaptı.
– Yönetim kurulunun istifasını istediğinize dair iddialar var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
“Öncelikle benim katiyetle yönetimdeki arkadaşlarımdan böyle bir talebim olmadı. Anlaşılan Galatasaray’ı karıştırmaya çalışanlar var. Zaten Galatasaray tüzüğüne baksalar buna gerek olmadığını görürler. Alacağım bir karar ile yönetim zaten düşüyor. Yani kimseye ‘istifa edip gidin’ demedim. Yönetimde değişim kararı alsak, bu girişimde bulunmama gerek yok.”
– Arena’da gerçekleşen toplantının nedenini ben biliyorum. Ancak bunu bir de sizden dinlesek…
“O toplantıyı ben istedim. Nedeni ise yönetim içinde iş bölümü yapılmasıydı. İdareciler, ‘Tek başınıza mücadele ediyorsunuz. Size nasıl yardımcı olabiliriz’ dedi. Ben de, “O halde herkes yapabileceği işi belirlesin. Benim görev dağılımımı yapmam yerine herkes ‘Ben bunu yapabilirim’ desin. Kendi aranızda konuşun ve bu konuda iş bölümü için rapor hazırlayın” dedim.”
Kaynak: Hürriyet