22 Kasım 2024 Cuma

Futbolun kısa tarihçesi

Günümüzde büyük kitlelerin ilgi odağı olan futbol oyununun, ilk olarak nerede ve ne zaman oynandığı kesin olarak bilinmemektedir. Zamanımıza kadar ulaşan bazı tarihi kalıntılardan çıkarılan sonuçlara göre, ayakla oynanan top oyunlarının Çinliler, Romalılar, Mısırlılar, Yunanlılar ve Maya’lardan, Sümerlere kadar uzandığı görülmektedir. Yine aynı araştırmalarla M.Ö. 2500 yıllarında Çin’de, İmparator Huang – Ti’nin askerlerinin, toprağa dikilen iki direk (Mızrak) arasından bir topu geçirerek yarışmak şeklinde idman yaptıklarını ortaya çıkarmıştır. Tarihe ışık tutan bir belge olan Kaşgarlı Mahmut’un Divan- i Lügat’it Türk’ünün birinci cildinde, Hıtay-i Name, Baybars Tarihi ve Ayasofya Kütüphanesi’nin 3029 numarasında kayıtlı çeşitli kitaplarda, eski Türklerin kız ve erkeklerden kurulu karma takımlarının futbol oyununun benzeri olan ‘tepük’ oyununu oynadıkları ve bu oyunun kurallarının futbolun kurallarına çok benzediği açıkça belirtilmiştir.

Eski Mısır Medeniyetini yansıtan duvar resimlerinde görülen, top oynayan insan figürleri de, futbolun o devirlerde de oynandığını göstermektedir. Hatta bu zamandan kalma, 7.5 cm çapında deri veya ketenden yapılmış toplar 2500 yıl önceden günümüze kadar ulaşmış ve kimi müzelerde sergilenmektedir. Ayrıca Yunanlı şair Homeros’un ‘Odis-sea’ adlı eserinde de top oyunlarından bahsedilmekte, Jül Sezar dönemindeki Romalılar ile Harun Reşit yönetimindeki Araplar’ın topla oyunlar oynadıkları belgelerde yer almaktadır. Eski Yunan şehirlerinden Sparta’da, M.Ö. 100 yılında futbol belirli kurallarla oynanmıştır. On beşer kişilik takımlar arasında oynanan ve özellikle askerlerin önemli bir idman sporu olan bu oyuna, Yunanlılar ‘Episkyres’ adını vermişlerdir.

Günümüz modern futbolunun temeli olan ‘Harpastum’ ise, Romalı askerler arasında oynanan ve ‘Episkyres’ten esinlenerek Yunanistan’dan alınan bir oyundur. Ayakla olduğu gibi, elle de oynanabilen bir futbol şekli olan Harpastum’da amaç; önce topu kapmak, sonra da el ve ayak vuruşları ile rakip savunma alanına götürmektir. Sert kurallara sahip olan Harpastum, Romalı askerlere savaş taktiklerini daha kolay uygulama ve manevra yeteneklerini geliştirme imkanı sağlamıştır. Oyuncuların aldıkları değişik görevler nedeniyle Harpastum, bugünkü futbol için bir çıkış noktası olmuştur. Şöyle ki, takımların sahaya dizilişinde ilerideki üç oyuncu, topu rakip çizginin ötesine taşımakla görevli ‘hücum hattı’nı oluşturmuş, hemen geride kalabalık bir ‘destek birliği’ ve en geride de kale çizgisini koruyacak ‘muhafızlar’ yer almıştır.

Amerika’da ise futbolun izleri oldukça eskidir. İtalyanlar ve İspanyollar, futbolu Güney Amerika’ya götürenlerin kendileri olduğunu ileri sürmekteyseler de, Meksika ve Peru yerlilerinin, futbola benzer oyunlar oynadıkları bazı tapınak ve anıtlarda yer alan duvar kabartmaları ve heykellerden anlaşılmaktadır.

Ortaçağda Romalı askerler ve Fransızlar tarafından oynanan ‘La Soule’ oyunu, futbolla da büyük benzerlikleri olan bir oyundur. La Soule, Roma orduları sayesinde Galya’ya götürülmüş ve hızla yayılmıştır. Oyuncu sayısının sınırsız tutulduğu bu oyun, bazen aralarında büyük çekişmeler bulunan kasabalar ve köyler arasında bir üstünlük mücadelesi olarak ilgi görmüştür.

Futbol oyununun Avrupa tarihi, büyük bir tartışma konusudur. Fransızlar, futbolun en ilkel şekillerinden olan La Soule’ü akıncı Nor-manlar sayesinde İngiltere’ye götürdüklerinidia etmişler; buna karşılık İngilizler de bu oyunu kendilerinin Normanlardan önce oynadıklarını savunmuşlardır. İtalyanlara göre de futbolu İngiltere’ye Jül Sezar’ın lejyonerleri götürmüş ve Londra’daki halka bu oyunu öğretmişlerdir.

Kaynağı ne olursa olsun, İngiltere’de futbol 12.yy’dan itibaren oynanmış, halk ve soylular tarafından çok sevilmiştir. Ancak zamanla kasabalar, köyler arasında büyük bir rekabete dönüşen futbol, kamu düzenini bozmaya başlayınca 13 Nisan 1314 tarihinde Kral II. Edward’ın buyruğuyla bütün ülkede yasaklanmıştır. Böylece futbol oyunu kötülenmiş, futbol oyuncuları da aşağı-lanmıştır. Tüm bu kısıtlamalar, İngilizlerin futbola olan sevgisini ortadan kaldıramamıştır. İtalya’ya sığınmış olan Kral II. Charles taraftarları olan soyluların, İngiltere’ye döndükten sonra İtalya’da gördükleri ‘Giyoca Del Calcio’yu yaymaya çalışmalarının da bunda rolü olmuştur. İtalyan futbolu olan ‘Giyoca Del Calcio’ belirli kuralları olan ve günümüz futbolunu andıran bir oyundur. Tıpkı Eski Türkler de tepmek, tekmelemek anlamını taşıyan ‘tepük’ gibi ‘cal-cio’ sözcüğü de İtalyanca da tepmek, tekmelemek anlamını taşımaktadır.

1583 yılında İngiltere’de futbol, ilk defa bazı basit kurallara bağlanmış, oyunda sertliği önleyici önlemler ile hakem seçiminde yeni uygulamalar getirilmiştir. 1846 yılında Londra’nın Camb-ridge Üniversitesi tarafından kaleme alınan bu yenilikler, 1862 yılında biraz daha genişletilmiştir. Takımların 11 oyuncu ile karşılaşacağı, topa elle müdahalenin yasak olduğu ve ofsayt kuralından söz edilmesi, getirilen yenilikler arasındadır. Bu arada okullar arası futbol maçları düzenlenmeye başlanmış ve 1857’de ilk futbol kulübü ‘Sheffield Club’ faaliyete başlamıştır. 26 Ekim 1863 tarihinde de modern futbolun doğumunu müjdeleyen İngiliz Futbol Birliği (Footbaal Association) kurulmuştur. FA, futbol konusunda dünyada kurulan ilk milli federasyondur. 1862 yılında futbolun on birer kişilik takımlar arasında oynanması kararı alınmıştır. 1871’de kalecinin topu elle tutması, 15 kulübün katılımıyla FA Kupası karşılaşmaları, 1873’te korner atışlarının kabulü, 1875’tetopa kafa ile vurma izni, 1888’de de İngiliz Profesyonel Futbol Ligi’nin başlaması önemli gelişmelerdir. Zaman içerisinde hızla yayılan futbolda, 1884 yılında profesyonelleşme gündeme gelmiş ve bunu 1888’de profesyonel futbol ligi karşılaşmalarının başlaması izlemiştir. Bundan sonra futbol, İngiltere’den Avrupa’ya ve tüm dünyaya yayılmış, 1886 yılında futbol kurallarının uygulanması, değiştirilmesi, anlaşmazlıkların çözülmesi için 1882 yılında kurulmuş bulunan INTERNATIONAL BOARD, en yetkili kurum olarak ulusal federasyonlarca tanınmıştır.

BANKO İDDAA TAHMİNLERİ