TSYD’den yapılan açıklama şöyle:
Spor medyasına saldırıyı kınıyoruz
Önceki akşam Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadında oynanan Fenerbahçe-Shakhtar Donetsk hazırlık maçı sırasında yaşanan olaylar artık üzüntü verici olmanın da ötesine geçmiştir.
Bazı meslektaşlarımızın, stat müdürü’nün direktifleriyle stada alınmamaktan başlayıp görev yapmalarını önleyici nitelikteki saldırıları nefretle kınıyoruz. Stat müdürlerinin böyle bir yetkilerinin olmadığını da hatırlatmak istiyoruz.
Bunlar, uygar ülkelerin kabul ettiği en önemli demokratik değerler arasında olan basın özgürlüğüne ağır saldırıdır. Elbette ki ilgili yasalara göre de açık bir suç oluşturmaktadır. Bu gelişmelerle İlgili olarak yetkili kuruluşların gerekeni en kısa zamanda yapacağına inanıyoruz.
Bu ülkede yaşanan her durumun sorumlusu olarak medyayı görme alışkanlığında bir kesim var. Ancak günü geldiğinde medya en çok onlara gerekli olabiliyor. Bunun örnekleri bugüne kadar defalarca yaşandı. Bundan sonra da yaşanacak.
Ayrıca, bir bölüm taraftar kendilerine sürekli öfkeli olma ve saldırganlıkta bulunma hakkının verildiğini sanıyor. Bugüne kadar yasaların yeterince işlemeyişi onları hiçbir kural ve düzen tanımaz hale getirdi. Ancak yeni yasa nedeniyle insanların başlarına neler gelebileceği konusunda bazı belirtiler ortaya çıkmaya başladı. Bundan sonra çok daha zor durumlara düşebilecekleri konusunda uyarıda bulunmayı yararlı görüyoruz.
Statlarımızda görev yapan spor gazetecileri için gündeme getirilen bir yanlış uygulamanın ne sonuçlara yol açabileceği umarız ki bu olayda görülmüştür. Taraftarla gereğinden fazla içiçe olunmasına yol açacak mekan düzenlemeleri, ilgili UEFA kurallarına ve uyarılara karşın düzeltilmemektedir. Bunun bilinçli ve kasıtlı olarak yapıldığı, bizzat ilgili kişiler tarafından ifade edilmektedir.
İlgili soruşturma nedeniyle Fenerbahçe’nin ve öteki bazı kulüplerin ne kadar sıkıntılı bir dönemden geçtiklerini hepimiz biliyoruz. Türk sporuna büyük hizmetlerde bulunmuş, toplumda seçkin bir yeri bulunan kulüplerimizle bazı yönetici ve öteki mensuplarının yaşadığı durum nedeniyle biz de derin bir üzüntü içindeyiz.
Bütün bunlar muhakkak ki Türk sporuna, dünyadaki imajımıza büyük bir zarar vermektedir. Aynı zamanda toplumsal huzuru bozacak nitelikler de taşımaktadır. Ancak böylesine zorlu bir dönemden en az zararla çıkılabilmesi için de bütün kesimlerin daha sakin olmasında ve sağduyulu davranması gerekmektedir.
Medyanın günah keçisi ilan edilmesi haksızlıktır. Ayrıca da hiçbir yararı yoktur. Medya bir aynadır. Siz orada kendinizi görüyorsunuz. Nitekim bugün belli bir kesime göre medya şu takımı tutmakta, başka bir kesime göreyse öteki kulübü desteklemektedir. Bu tür iddiaların sonu yoktur.
Beğenmediğimiz spor gazetecisini cezalandırmanın yolu şiddete başvurmak değildir. Okumama, seyretmeme hakkınızı kullanırsınız, olur biter. Bunu yapmayıp da şiddete başvurursanız sizin durumunuz daha da güçleşir. Nitekim olayı Fenerbahçe özelinde ele alacak olursak şu anda zaten yaşanmakta olan sıkıntının üzerine bir de bu binecek, saha kapatma cezası ve öteki sorunlarla durum daha da güçleşmiş olacaktır.
Kulüpler adına konuşma hak ve yetkisine sahip olan insanların da ağızlarından çıkanı kulaklarının en iyi duyması gereken günlerden geçiyoruz. Yapılan açıklamaların önemli bir bölümü yasaların suç saydığı kapsama girebilecek niteliktedir. Böyle zor günlerde kışkırtıcılığa değil sükunete ve sağduyuya daha çok ihtiyaç vardır.
Spor ailesinin bir parçası olarak hepimizi üzen ve yoran bu sürecten bir an önce çıkabilmemiz için gerekli aklı yine hep birlikte ortaya koyabilmeliyiz. Başka türlüsü hepimize zarar verecektir ve veriyor da. Artık bu üzücü ve utandırıcı olmanın ötesinde açıkça suç oluşturan eylemlerden vazgeçelim.
TSYD YÖNETİM KURULU